Üniversite Tercihleri: Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tercih Edilmeli Mi?

Herkese Merhaba!

Bugünkü yazım, üniversite tercih döneminin yaklaşmasıyla birlikte artan 'Fizik tedavi okumalı mıyım? Sizce nasıl? Önerir misiniz? Mezunların iş olanakları nasıl? Okumak zor mu?' vb.. ardı arkası kesilmeyen sorulardan ötürü, fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünü tercih etmeyi düşünenlere özel...

Malum, sınav sonuçları açıklandı ve hepiniz çok emek harcayarak hazırlandığınız sınavın sonucuna göre hayatınıza yön verecek meslek seçimini yapacaksınız. Kendi zamanımı hatırlıyorum, yıllar önce kimlerle kimlerle konuştum.. Herkesten bilgi almaya, tercihlerimi emin olarak yapmaya çalıştım..  En az sınava hazırlanmak kadar zorlu ve stresli bir dönemdi.. Hele ki sınava hazırlanmaya başladığınızdan beri istediğiniz bir yer yoksa, gelen puana göre tercih yapmak tam bir çile..

Öncelikle şunu söyleyeyim; kendi zamanımda insanlarda gözlemlediğim tek şey şuydu: Ülkemizde kimse mesleğinden memnun değil.. Doktora soruyorsun, çekilecek çile değil diyor. Mühendise soruyorsun meslek bitti diyor. Mimara soruyorsun sürekli bir şeyler çizmen lazım gecen gündüzün olmuyor önermem diyor..

Şimdi bana birçok mesaj geliyor: Fizik tedavi yazmamı önerir misiniz? diye. Benim bu soruya verebileceğim cevap; evet öneririm, hatta kesinlikle yaz! Ama sorun şu; sen de eğer benimle aynı karakterdeysen, mesleğinden beklentin aynıysa, aynı şeylerle mutlu oluyorsan ve aynı şeyleri yapmayı seviyorsan yaz!

Ne bu şimdi diyeceksiniz. Anlatayım; herkesin hayattan, işinden beklentisi farklıdır.

Eğer siz, az çalışayım, çok kazanayım, çok zor olmasın ama çok yüksek mevkiilere gelip çok iyi paralar kazanayım diyorsanız; zaten öyle bir iş bu dünyada yok haberiniz olsun.

Bu yüzden, yapmayı seveceğiniz ve sizin karakterinize uygun bir meslek seçmelisiniz.

Aman bu bölümün kpss puanları çok düşük devlete atanır yata yata para kazanırım diye tercih yapacaksanız siz zaten baştan kaybetmeye mahkumsunuz!

Zira FTR benim yazdığım sene çok çok düşük KPSS puanlarıyla çok güzel şehirlere ataması olan bir meslekken, açılan onlarca okul ve fazla mezun sebebiyle şu an atama puanı en yüksek alanlardan biri.

Yani fikriniz sadece devlete atanmak ise FTR yazmayın!

Bir diğer grup ise 'Mezun olur olmaz 10 bin liraya işe başlayanları duydum öyle mi?'ciler. Ya evet öyle, hatta çalışmana da gerek yok diplomanı gösteriyorsun yetiyor:) Böyle hurafelere inanmayın! Evet bu parayı kazanan fzt var, ama emin olun verdiği emeği görseniz hakettiğini siz de farkedersiniz. Ha onun dışında burada maaş yazacak değilim ama, artan mezun sayısıyla birlikte özeldeki işverenlerin maaşları düşürmeye çalıştığı da bir gerçek!

Aslında sorunların ana sebebi, artan okul sayısı, malesef ki çoğu okulda fzt hocaların çok az sayıda oluşu sonucu yetersiz eğitim ve artan mezun sayısı. Ancak, fizyoterapistliğin en güzel yanı, çok farklı alanlarda çalışabiliyor olmamız.

Hastane ortamında da, spor ve sağlıklı yaşam alanında da, özel eğitim alanında da özelleşilebilen, çok dallı bir meslek.

Örneğin mezun olduktan sonra özel eğitim merkezlerinde, spor kulüplerinde, göğüs hastalıklarında, ortopedi alanında, nöroloji alanında, kadın sağlığı alanında ve daha birçok tıp alanında çalışabilirsiniz. Kanser hastalarıyla bile çalışabilirsiniz..

İnanın ben de okumadan önce çalışabildiğimiz pek çok alandan habersizdim. Örneğin, idrarını tutamayan birine fizyoterapist ne fayda sağlayabilir ki? Hiç aklıma gelmezdi. Ancak aslında kas eğitmek bizim işimiz olduğu için, tam da bizim mesleğimize çok çok ihtiyaç duyulan bir alan olduğunu gördüm!

Ya da koah hastası biri, fizyoterapist bu hastaya ne yapabilir ki? Çoook seyler! Yapabildiklerimizi görseniz şaşarsınız.  Solunum da aslında kasların desteğiyle oluyor ve biz az önce de dediğim gibi kas eğitiminde uzmanız! İş böyle olunca egzersiz ve diğer uygulamalarımız sayesinde bu tür hastalarda çok fayda sağlıyoruz!

Bir başka alan mesela meme kanseri sonrası hastanın lenf nodulleri alınmış ve kolu şişmeye başlıyor. Fizyoterapist buna ne yapabilir ki? Yine çook şey, lenf-ödem bandajları, masajları! Ve bunlar hastaların hayatlarını değiştirecek düzeyde tedaviler oluyor, yani manevi olarak değeri paha biçilemez!

Düşünsenize, beyin felçli bir çocuk, başını dik bile tutamıyor ilk tedaviye geldiğinde, yürüyemiyor. Aylarca çalışıyorsunuz onunla, ve sonra ilk adımını sizinle atıyor, en az ailesi kadar mutlu oluyorsunuz!

Ha derseniz ki ben hastane ortamını sevmiyorum, o zaman da mesela spor kulüplerinde çalışabilirsiniz.. Mesela futbol federasyonunda en üst ligdeki tüm takımlar fizyoterapist çalıştırmak zorunda, birçok spor branşında kulüpler fizyoterapistin önemini anladı ve birden çok fizyoterapist çalıştırıyorlar. Sporcuların hem performans gelişimi hem de yaralanma sonrası tedavi ve spora dönüşünde mesleğinizi çok eğlenceli bir şekilde icra edebilirsiniz!

Daha burda sayamadığım çoook alan var.. Kısacası, içinde egzersizin olduğu her alanda mesleğimiz söz sahibi olmak için yetkin. Hasta bireylerde egzersiz uygulaması yapabilen ve hastalarla saatlerce vakit geçirebilen tek mesleğiz. Bunun yanında bir de sağlıklı bireylerde egzersiz yaptırma yetkimiz var, sağlıklı yaşam merkezleri, pilates studyoları vb. yerler açabilirsiniz. Pilates aslında fizyoterapistler tarafından bulunmuş olmasına rağmen fztlerin biraz boşladığı bir alan, ama son zamanlarda çok güzel yerler açan meslektaşlarım var ve bu alan da özelleşme için oldukça ideal ve eğlenceli olabilir!

Size tavsiyem, tercihlerinizi yapmadan önce, her ne bölüm yazacaksanız yazın, gidip çalışma ortamını görün. FTR mi istiyorsunuz, gidin *işini gerçekten seven biriyle karşılaşırsınız umarım* bütün gün onun yanında ne yaptığını izleyin, sorular sorun.. Bu her meslek için geçerli, o bir gün size o işi yapmak isteyip istemediğiniz konusunda çok yardımcı olacaktır..

Eğer FTR istediğinize karar verirseniz de, okul tercihinde mutlaka hocaların hasta tedavi ettiği ve size birebir hasta üzerinde eğitim verebileceği bir okul seçin.. Yeni açılan çok fazla okul var ve çoğunda öğrenciler doğru düzgün staj bile yapamadan mezun oluyorlar.. Ayrıca okuldaki Fizyoterapist hoca sayısına bakın.. Kendi mesleği fizyoterapistlik olmayan biri size fizyoterapistlik mesleğini öğretemez...

Şu anda aklıma gelenler bu kadar. Zaten çok uzun bir yazı oldu. Umarım biraz olsun faydalı olur, sorularınız ya da katkılarınız olursa mutlaka yazın, konuşalım, tartışalım. Umarım herkes gönlüne göre, çok başarılı olacağı bölümler kazanır!






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mekanoterapi: Fizyoterapistler Tarafından Reçete Edilen Egzersizler Doku İyileşmesini Nasıl Etkiliyor?